ÇİNKO

Çinko eksikliğinin çeşitli hastalıklara yol açan pek çok metabolizma işlemlerinde payı olduğu giderek daha iyi anlaşılmaktadır.

Çinko eksikliğinin etkileri, çinkonun enzim işlevi, günlük çinko gereksinimi vb. gibi konularda birçok şeyler biliyoruz. Ne var ki, çinko ile öbür besin maddeleri arasındaki karşılıklı bağlar, bireysel gereksinimi etkileyen şeyler, çinko metabolizması ve kişinin aşırı çinkoya toleransı gibi konularda daha pek çok bilmediğimiz gerçek vardır.

Çinko eksikliği üzerindeki bilgilerimizin çoğu hayvanlar üzerinde yapılan deneylere dayanır. Ayrıca, çocuklarda görülen ender bir hastalık da bu konuda bize yararlı ipuçları sağlamıştır. Akrodermatit enteropatika denen bu hastalıkta çocukta kalıtsal bir emilim bozukluğu vardır. Belirtileri saç dökülmesi, deri hastalıkları ve ishaldir. Hastalık bebeklikte başlar ve tedavi edilmezse ölümle sonuçlanır. Bu tür bebeklere ana sütü verilince durumun düzeldiği görülmüştür. Çünkü, ana sütünün bileşiminde bol miktarda çinko vardır. Bugün bu bebeklere çinkolu ilaçlar verilmekte, böylece yaşamaları sağlanmaktadır.

NELERDE BULUNUR?

Taze istiridye, zencefil , pirzola ve biftek gibi kırmızı et, bezelye, dana karaciğeri, yağsız süt, yumurta sarısı, kepekli buğday, çavdar, yulaf, yer fıstığı, soya fasulyesi, badem, ceviz, yeşil bezelye, karides, şalgam, maydanoz, patates, sarmısak, kepekli buğdayla yapılan ekmek, havuç, fasulye, çiğ süt ve mısır başlıca çinko kaynaklarıdır.

EKSİKLİK BELİRTİLERİ

• Çocuklarda yavaş büyüme

• kısırlık ve geç cinsel olgunlaşma

•sperm sayısında azlık

•saç dökülmesi

•çeşitli deri hastalıkları

•ishal

• bağışıklık sisteminde yetersizlik

• davranış ve uyku bozuklukları

• gece körlüğü

• tat ve koku duyumlarında gerileme •yaraların yavaş iyileşmesi

• el tirnaklarında beyaz lekeler.

ÇİNKO EKSİKLİĞİNDEN KAYNAKLANAN DURUMLAR

• Sık ve/veya ağır enfeksiyonlar

• birçok deri sorunu

• yaraların yavaş iyileşmesi ve ameliyat sonrası «komplikasyonlar»

• doğuştan sakatlıklar

• büyümede ve/veya cinsel olgunlaşmada gecikme

• cinsel güçsüzlük, kısırlık, sperm sayısında azlık ve cinsel istek azalması

• davranış ve uyku bozuklukları

• psikiyatrik sorunlar

• başta kepek ve saç dökülmesi

• glikoza dayanıksızlık

• tat, koku duyumlarında ve karanlığa uyumda azalma

• bağdokusu hastalığı

• iştahsızlık

• mide-bağırsak bozuklukları (ishal).

Beslenme yoluyla yetersiz çinko alanlar:

• Anoreksi nervosa (sinirsel iştahsızlık) belirtileri gösterenler, beslenme değeri olmayan yiyecekleri yiyenler ve kilo vermek için reim yapanlar

• besinlere karşı alerjisi olduğundan, kısıtlama rejimi yapanlar

• koyu vejetaryenler

• protein alması yasaklanmış olanlar

•sentetik besinlerle beslenenler (metabolizma bozukluklarını ya da kötü emilimi düzeltmek için böyle rejimlere başvuranlar)

• et yemek yerine bitkisel protein (örneğin soya) alanlar

• yaşlılar

• alkolikler.

Bazıları yeterince beslenir ama besinleri gereğince ememez. Bunlar:

•Lif oranı yüksek yiyeceklerle beslenenler (kepek de içinde olmak üzere)

• demir tabletleri alanlar

• akrodermatit enteropatika hastası çocuklar

• alkolik siroz hastaları

• çölyak hastalığı olanlar

• aklorhidri ve hipoklorhidri hastaları

• pankreas yetersizliği bulunanlar

• yaşlılar.

Bazıları çinko kaybettikleri için, daha çok çinkoya gereksinim duyarlar. Bunlar:

• Açlık çekenler, bedenlerinde yanıklar bulunanlar ve şeker hastaları

•diüretik (idrar söktürücü) ilaçlar alanlar

• penisilamin adındaki ilacı alanlar

•kronik kan kaybı olanlar ve diyalizdekiler (kronik böbrek hastaları)

•eksfoliatif dermatit hastaları ve aşırı terleyenler

• iltihaplı bağırsak hastalığı çekenler, bağırsak asalakları ve solucaLları bulunanlar

• alkolikler

• karaciğeri hasta olanlar (virüslü sarılık da içinde olmak üzere)

• ishale ve ilyostomiye bağlı sıvı kaybı olanlar

• ameliyat ya da bir travmadan sonra nekahet devresinde olanlar.

Bazı insanların çinko gereksinimi artar. Bunlar:

• Kanserliler

• büyüme hamleleri yapan çocuklar ve gençler

• gebeler ve emzikliler sedef hastaları.

ÇİNKO İLE ÖBÜR MADDELER ARASINDAKİ İLİŞKİLER

Beden hücrelerindeki çinko oranı demir, manganez, selen ve bakır gibi öbür besin maddeleriyle de yakından ilgilidir. Aşırı oranda çinko, bakırın emilimini engeller ve bakır eksikliğinden kaynaklanan anemiye yol açabilir. Ağızdan alınan demirli ilaçlar da bedenin çinko emilimini, etkileyebilir. Bu özellikle gebe kadınlar için önemlidir.

Çinko, A vitamini metabolizması için temel maddelerden biridir, alınan protein miktarı da çinko emilimini etkiler, ne kadar çok protein alınıyorsa, çinko gereksinimi de o kadar artar.

1934’ten beri çinkonun hayvanların büyümesi için gerekli olduğu bilinir. Kötü beslenen ve kalıtsal akrodermatit enteropatika hastalığına yakalanmış çocukların büyüyebilmesi için çinko çok gereklidir. Mama ile beslenen çocuklar ana sütüyle beslenen çocuklar kadar iyi gelişmezler. Bunun ana sütünde daha bol miktarda çinko bulunmasında ileri geldiği sanılıyor.

ÇİNKO VE EMZİRME

Gebelik ve emzirme sırasında kadının çinko gereksinimi artar. Gebe ve emzikli kadınlar üzerinde yapılan bir inceleme, bunların beslenme yoluyla günlük çinko gereksiniminin ancak % 42’sini sağladığını gösterilmiştir.

ÇİNKO VE GEBELİK

Hayvanlar üzerinde yıllardır yapılan araştırmalar, çinko eksikliğinin doğurganlığı azalttığını, düşük yapma oranında artmalara yol açtığını ve doğuştan sakatlık oranını artırdığını ortaya koymuştur. Kaliforniya Üniversitesi’nde fareler üzerinde bunu kanıtlayıcı deneyler yapılmış, bir grup fareye gebeliğin yedinci gününden doğuma kadar çinkosu az besinler verilmiş ve doğan yavrularda bağışıklık sisteminin zayıf olduğu görülmüştür. Üstelik, normal besinle beslenmelerine karşın, ikinci ve üçüncü kuşaklarda da bağışıklık yetersizliği gözlenmiştir.

Pek çok araştırmacıya göre, gerek gebelik, gerekse emzirme sırasında bebeğin bağışıklık sisteminin tam olarak gelişebilmesi için, yeterli çinko alması şarttır.

Çinko, gelişmekte olan dölüt için kritik önem taşır. Özellikle daha önce problemli gebelik geçirmiş kadınların beslenme yoluyla yeterince çinko almaya dikkat etmeleri gereklidir.

ÇİNKO VE BAĞIŞIKLIK

Çinko eksikliği bulunan hayvanlar ve çocuklar enfeksiyona daha çok yatkındırlar. Çinkonun bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkilen bugün kesin bilinmektedir. Bağışıklık sistemi zayıflamış yaşlılarda da ağızdan verilen çinkolu ilaçların çok yararlı olduğu görülmüştür. Bir bağışıklık sistemi hastalığı olan AIDS’li (Acquired Immune Deficiency Syndrome) hastalar üzerinde çinkonun etkileri halen araştırılmaktadır.

ÇİNKO VE DUYULAR

Çinkonun bazı duyuların iyileşmesini sağlayan bir etken olduğu görülmüştür.

Görme duyusu. Normal görme yeteneğini korumak için çinko şarttır. A vitamini eksikliğinden kaynaklanmayan gece körlüğü hastalarının çinko takviyesine yanıt verdiği görülmüştür. Çinko eksikliği ana karnindaki bebekte de bazı anormalliklere yol açar ki, bunlardan biri de göz bozukluklarıdır.

Tat duyusu. Gerek hayvanlar, gerekse insanlar üzerinde yapılan araştırmalar çinko eksikliği ile zayıflamış ya da bozulmuş tat duyusu arasında bir bağ bulunduğunu kesinlikle ortaya koymuştur. Bu tür hastalarin çinko takviyesiyle düzeldiği görülmüştür. Sürekli diyalize konan böbrek hastalarının bozulmuş tat duyusunun da ağızdan çinkolu ilaçlar alınca düzeldiği gözlemlenmiştir.

Koku duyusu. Koku alma duyusunun da çinko yetersizliğinde zayıfladığı görülmüştür. Ancak, bu durumdaki hastaların hepsi çinkolu ilaçlara yanıt vermemiştir.

ÇİNKO VE ÜRETKENLİK İŞLEVİ

Sperm üretimi, birincil ve ikincil cinsel karakterlerin gelişebilmesi ve dişide üretkenlik işlevinin tüm evreleri için çinko gereklidir. Erkeklerde çinko eksikliği düşük sperm sayısına ve kısırlığa yol açar.

 ÇİNKO VE YARALARIN İYİLEŞMESİ

Klinik gözlemler düşük çinko düzeyi ile çeşitli nedenlerden kaynaklanan kronik ülserler arasında ilişki olduğunu göstermiştir. Çinkonun ameliyat yaralarının daha çabuk iyileşmesini sağladığı görülmüştür.

ÇİNKO VE AKNE

Isveç’te ve İngiltere’de yapılan araştırmalar sonunda çinkolu maddelerin akneye yararlı olduğu anlaşılmıştır.

ÇİNKO VE SAÇ DÖKÜLMESİ

Çinkonun saç çıkmasıyla ilgili olduğu biliniyor. Akrodermatit enteropatikalı hastaların saçı dökülür. Çinko eksikliği bulunan hayvanlarda da kıl dökülmesi gözlenmiştir. Yüksek dozda çinkolu ilaçların, alopesi vakalarında (sağlam deride yuvarlak saçsız yerlerin bulunması) bol saç çıkmasını sağladığı bilinir. Saçınız çok aşırı dökülüyorsa, çinkolu ilaçları denemenizde yarar var.

ÇİNKO VE KAS İŞLEVLERİ

Yakın zamanda hazırlanan raporlar, çinko düşüklüğünün kas gücünü ve dayanıklılığını azalttığını göstermiştir. Antrenman yapan atletlerin çinko serumunun normal kişilere göre düşük olduğu görülmüştür. Büyük olasılıkla buna atletin aşırı terlemesi, kan hacminin büyümesi ve proteinden yana zengin bir beslenme uygulaması neden olmaktadır. Atletik etkinliklerde bulunanlarda çinko düzeyi her zaman denetlenmeli ve gerekiyorsa bunlara çinkolu ilaçlar verilmelidir.

ÇİNKO VE ZİHİNSEL İŞLEV

Akrodermatit enteropatikalı çocukların dikkatlerini kolay toplayamadıkları, asık yüzlü, mızmız, depresyonlu, alıngan, şizofreniye eğilimli, ne güler ne ağlar, kolay yatıştırılamaz ve zihinsel bakımdan uyuşuk oldukları çoktandır bilinir. Hastalığın denetim altına alındığını gösteren ilk belirtilerden biri, çinkolu ilaçlar verildikten sonra çocuğun gülümsemeye başlamasıdır. Bu değişikliklerin hangi mekanizmaya bağlı olduğu hâlâ anlaşılmamıştır.

İngiltere’de araştırmacılar son zamanlarda psikiyatrik hastanelere yatırılan hastalar üzerinde incelemeler yapmışlar ve bunların tümünün plazmalarında magnezyum ve çinko düzeyinin düşük olduğunu görmüşlerdir.

Zihinsel bakımdan geri, pislik yiyen çocuklar üzerinde yapılan incelemeler, bunların saçlarında çinko düzeyinin düşük, bakır düzeyinin ise yüksek olduğunu göstermiştir.

Geceyarısı ile sabahın 7’si arasında bir ya da birkaç kez uyanan bebekler üzerinde yapılan deneyler sonucunda da bu bebeklere günde 12 mgr arı çinko ve 0.925 mgr manganez verildiğinde bu saatler arasında deliksiz uyudukları görülmüştür. Aynı zamanda bebeklerin iştahı da artmış, sinirlilikleri, ishalleri, isilikleri azalmış, renkleri düzelmiştir. Hangi yaşta olursa olsun, zihinsel ya da davranışsal bozukluğu olanlar, düzenli uyuyamayanlar çinko düzeyi açısından incelenmeli ve gerekiyorsa çinkolu ilaçlarla tedavi edilmelidir.

ÇİNKO VE ROMATİZMAL ARTRİT

Romatizmal artrit gibi bazı iltihaplı hastalıklarda hastanın serum çinkosunun düşük olduğu saptanmıştır. Kronik etkin romatizmalı artrit hastalarına günde üç kez çinko takviye edici ilaçlar verilmiş, on iki hafta sonra hastalardaki birçok belirtinin kaybolduğu ve iyileşmeye yüz tuttukları görülmüştür.

ÇİNKO VE İLTİHAPLI BAĞIRSAK HASTALIĞI

Bağırsaktan besinlerin yetersiz emildiği hastalarda çinko emiliminin de zayıf olduğu bilinen bir gerçektir. Daha az bilinen bir gerçek varsa, o da iltihaplı bağırsak hastalıklarında hastada hemen her zaman çinko eksikliği olduğudur. (Bu durum ülserli kolitten çok, Crohn hastalığında belirgindir.) Bu hastalarda çinko eksikliğinin başlıca nedenleri engellenmiş emilim, bağırsak yüzeyinde ve idrarda çinko kaybı, iştahsızlık ve yiyecek seçiminde kısıtlılıktır.

ÇİNKO VE ALKOL

Yetersiz beslenme ve alkolün diüretik etkisi alkoliklerde idrarda daha çok çinko kaybına, dolayısıyla çinko eksikliğine yol açabilir. Çinko eksikliği olan alkoliklerde çinkolu ilaçlara yanıt veren deri döküntülerine, lekelere rastlanır. Çok içki içen herkeste çinko eksikliği gelişebilir.

Gebelik sırasında alkollü içki içmekle dölütteki anormallikler arasinda kesin bir bağ vardır. Çinko eksikliği alkolün kötü etkilerini artirmakta, sakat çocuk doğumlarına yol açmaktadır.

ÇİNKO VE İLAÇLAR

Sürekli ilaç kullanan herkes bilmelidir ki, bazı ilaçların çinko metabolizması üzerinde kötü etkileri vardır. Çinko tüketimini artıran ilaçların başında penisilamin, steroidler, etanol, diüretikler gelir. Aşırı miktarda çay ve kahve de çinko metabolizmasını olumsuz etkiler. Aşırı miktarda müshil ve lif de bedende çinko emilimini azaltır. Serum, çinko/bakır oranlarının gebeliği önleyici karma ilaçlar alan kadınlarda düşük olduğu görülmüştür. Antikonvulsan ilaçların, valproik asidin çinkoyu tuttuğu bilinir. Ortaya çıkan anoreksi, saç ve kıl dökülmesi, karaciğer zehirlenmesi vb. yan etkiler, ilaçların yol açtığı çinko yetersizliğiyle ilgili olabilir. Diğer ilaçlar da çinko metabolizmasını etkilerler. Uzun süre steroidli ilaçlar, penisilamin ya da diüretik kullananlar ve tüm alkolikler çinko düzeylerini düzgün aralıklarla ölçtürmeli; gerekiyorsa bütünleyici çinkolu ilaçlar almalıdır.

ÇİNKO VE ZEHİRLİ MADDELER

Kurşun ve kadmiyum, çinkoya bağımlı enzimlere engel olur. Yeterince çinko verildiğinde bu elemanların zehirli etkileri azalır. Kurşun akü yapımında çalışan işçilerin kanındaki bu iki zehirli madde, çinko ve C vitamini verilince azalmıştır. Kişide zaten bir çinko eksikliği varsa, kurşun ve kadmiyumun zehirli etkisi daha da çoğalır.

ÇİNKO VE TEMEL YAĞ ASİTLERI

Temel yağ asitleri metabolizmasının düzgün çalışabilmesi ve prostaglandinlere dönüşebilmesi için çinko çok gereklidir. Nitekim, temel yağ asidi eksikliği belirtileri de çinko eksikliği belirtilerini andırır.

ÇİNKO TAKVİYESI

Ağızdan alınan çinkolu ilaçlar, zehirleyici etkileri olmadığından, de güvenlidir. Çinko sülfat üzerinde birçok araştırma yapılmışsa da, daha yararlı olarak çinko orotat, ya da çinko asetat, sitrat ve pikolinat da kullanılabilir. Çinkolu maddelerin bakır emilimini azaltarak uzun sürede, bakır eksikliğine yol açabileceği iyi bilinir. Bundan dolayı, çinkolu ilaçlar yemeklerden bir saat önce ya da sonra alınmalıdır. Böylelikle bu ilaçların besinlerdeki besleyici elemanları etkilemesi önlenmiş olur.

Bu bölümde gördüğünüz gibi, çinko çok önemli bir elemandır gerek sağlığın korumasında, gerekse tedavide büyük rolü vardır.

YİYECEKLERİN ÇİNKO EMİLİMİ ÜZERİNDEKI ETKİLERİ

Birçok yiyecek maddesi çinkonun bedende emilimini azaltır. Bu yü den bunlar çinkolu ilaçlarla birlikte yenmemelidir. Bunların başına kahve, inek sütü, peynir, hamburger, kereviz sapı, limon, esmer e mek, demirli ilaçlar, zarı çıkarılmamış buğdaydan yapılmış ekmek, çoi lifli yiyecekler ve kepek gelir. Besinlerden çinko emilimini etkileme yen bazı yiyecekler ise domuz pastırması, beyaz ekmek ve insan süti dür. Hormonal etkenlerin çinko emilimini etkilediğine dair yeterli ke nit yoktur. Ancak, D vitaminin çinko emilimini artırdığı bilinir. C vite mininin çinko emilimi üzerinde bir etkisi olup olmadığı ise bilinmiyor

Çinko emilimi en iyi gece sağlanır

Saç, ter ve serumunda yapılan testler sonunda çinko eksikliği bulun dugu saptanan 63 yaşında bir hanıma çinkolu ilaçlar verilmeye baslanır. İki ay sonra yapılan testler kadının çinko düzeyinde hemen hiç bir değişiklik olmadığını gösterir. Bu da, çinkolu ilacın bedende iyi emilmediginin işaretidir. Çinko emilimine bazı besinlerin engel olabilecegi düşünülerek, kendisine aç karnına, gece yatmadan hemen önce çinkolu ilacı alması salık verildi. Bir süre sonra yapılan testler çinko düzeyinin yükseldigini, dolayısıyla aruk çinko emiliminin iyi oldugu. nu gösterdi. Ancak, dokuz ay sonra geri geldiginde, çinko düzeyinin gene düşmüş olduğu ve çinko eksikligi bulunduğu anlaşıldı. Daha sıkı sorguya çekilince, çinkolu ilacı gece yatmadan önce degil, sabahleyin kahvaltıda aldıgı ortaya çıktı. Bunun üzerine ilacı gece alması salık verildi. O günden beri de kendisinde çinko eksikligi başgöstermedi, Başka maddelerle birlikte alındığında çinkonun emilimi azalır. Bu hasta öyküsü de bu gerçegi kanıtlamaktadır.

Dr. Mehmet Ali Gönenç


Dr. Mehmet Ali Gönenç 1974 de İstanbul Erkek Lisesi'nden mezun oldu. 1981 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1998 - 2002 yıllarında Akademik Akupunktur Derneği Seminerlerine katıldı. 2009 yılında Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin düzenlediği Akupunktur kursunu tamamlayarak T.C. Sağlık Bakanlığı onaylı Akupunktur Uzmanı yetki sertifikasını aldı.

Bir cevap yazın